Sertleşme sorunu, cinsel birlikteliği gerçekleştirmek ve sürdürmek için yeterli penis sertliğini sağlayamama durumudur. Sertleşme sorunu, hastaların kullanılan ilaçlara bağlı yan etki olarak ortaya çıkabildiği gibi hareketsiz sedanter bir yaşam tarzı, geçirilen ameliyatlar (Prostat cerrahisi, uretra cerrahisi, rektum ve kolon cerrahisi) ve varolan hastalıklara (şeker hastalığı, yüksek tansiyon, nörolojik hastalıklar) bağlı olarak çıkabildiği gibi psikolojik sebeplerle de ortaya çıkabilir.
Sertleşme sorunu tedavisinde; ağızdan alınan ilaçlar (Sildenafil Sitrat, Vardenafil, Tadanafi ve Avanafil), penise ilaç uygulamaları (intrakavernozal enjeksiyon ve intrauretral ilaç uygulaması), penise şok dalga tedavisi (EDSWT), penise vakum cihazı uygulaması ve son seçenek olarak da penis protez uygulamaları kullanılabilir. Son yıllarda sosyal medyada yaygın olarak bahsedilen kök hücre uygulamaları ve PRP uygulamaları kanıtlanmış tedaviler değildir ve deneme aşamasındadır.
Ağızdan alınan ilaçlar tedavide ilk seçenek olarak kullanılır fakat hastalar bu tedavilerin yanında yaşam tarzı değişikliğini de(kilo verme, egzersiz yapma, düşük kalorili beslenme, sigara, alkol alışkanlıklarını bırakma) yapmalıdır. Yaşam tarzı değişiklikleri ile hastanın ereksiyon kalitesinin artmasını sağlayacaktır ayrıca bu tedbirler penis sertliğinde daha kötüye gidişi de durduracaktır.
Yüksek kilolu bir kişinin her kilo verişinde sertlik kalitesinin artacağının söylenmesi hastayı yaşam tarzı değişikliği konusunda motive etmesi açısından önemlidir. Düzenli egzersiz yapan, kilo boy oranı normal sınırlarda olan, sigara ve alkol tüketimi olmayan kişilerde sertlik kalitesi aynı yaştaki kişilerden daha iyi olur.
Ağızdan alınan ilaçlarla yeterli sertlik sağlanamadığında son yıllarda penise şok dalga tedavisi (EDSWT) seçeneği kullanılmaya başlanmıştır. Penise şok dalga tedavisi (EDSWT) uygulaması haftada 2 seans veya her gün şeklinde uygulanır, toplamda 6 seans , 12 seans hatta 24 seansa kadar uygulanan hastalar olmaktadır. İşlem ofis şartlarında yapılmakta ve işlem sonrası hastalar günlük işlerini yapabilmektedir. İşlem sırasında lokal anestezi kullanılmamaktadır. İşleme bağlı ağrı olmamaktadır. İşlem yapıldığı dönemde hastaya cinsel ilişkiye girmede bir kısıtlama yapılmamaktadır. Bilinen bir yan etkisi olmayan şok dalga tedavisi ilaç ve iğne tedavisi ile kombine edilerek kullanılabilmektedir. Penise şok dalga tedavisi (EDSWT) peniste yeni damar oluşumu sağlayarak, penise kan akımını artırır buna bağlı olarak peniste sertlik kalitesini artırmaya yardımcı olmaktadır.
Ağızdan alınan ilaçlar ve şok tedavisi (EDSWT) sonrası yeterli sertlik sağlanamayan hastalarda penise ilaç uygulaması seçeneği kullanılır. İdrar kanalına ilaç uygulaması ya da penise iğne ile ilaç yapılması (intrakavernozal enjeksiyon) şeklinde yapılabilir. Bazı hastalarda ağızdan ilaç tedavisi, penise şok dalga tedavisi (EDSWT) ve penise iğne ile ilaç uygulaması aynı anda kombine tedavi olarak uygulanabilir.
Tüm tedavilere (ağızdan alınan ilaçlar, penise şok dalga tedavisi ve penise ilaç uygulaması) rağmen yeterli sertlik sağlanamayan hastalarda son seçenek olan penis protez uygulaması uygulanır.
Penise ilaç uygulaması ilk olarak 1986 yılında kullanılması önerilmiş ve kullanılmaya başlanmıştır. Kullanılan ilaçlar içerisinde Papaverin hidroklorür, Fentolamin mezilat, Alprostadil (Prostaglandin E1), Vazoaktif intestinal peptid, Atropin sülfat ve nitrik oksit türevleri yer alır. Bu ilaçlar farklı karışımlar şeklinde hekim tarafından hastaya uygun olarak formülize edilerek kullanılır ve hastaya göre doz belirlenmesi yapılır. Bu ilaçlar penis gövdesine iğne ile uygulanabildiği gibi Alprostadil (Prostaglandin E1)’in jel olarak hazırlanmış formu idrar yolundan uygulanarak sertleşme sağlanmaya çalışılır.
Sertleşme sorunu yaşayan hastaların büyük bir bölümü (%70-80) ağızdan alınan ilaçlarla sorununu çözebilmektedir. Ağızdan alınan ilaçlara rağmen yeterli sertleşme sağlayamayan hastalarda, ağızdan alınan ilaçları kullanamayan ya da kullanmasında sakınca olan hastalarda penise ilaç uygulaması bir seçenek olarak değerlendirilir.
Özellikle prostat kanseri sebebiyle radikal prostatektomi ameliyatı olan hastalarda sinir koruyucu cerrahi uygulansa bile tekrar spontan ereksiyonun oluşması için yaklaşık 1 yıl hatta 1.5 yıl geçmesi gerekir. Ağızdan alınan ilaçlarla başlayıp arkasından penise ilaç uygulamasını kullanmaları gerekir. Spinal kord yaralanması , sigmoid ve rektum kolon cerrahisi olanlarda ve uretral yaralanma sonrası sertleşme sorunu yaşayan hastalarda da penise ilaç uygulamaları etkin olarak kullanılabilmektedir.
Penise ilaç uygulaması sonrası penisin sertlik süresi ilaç dozuna ve hastanın hastalığının şiddetine göre değişir. Hastaya ilaç uygulamasını öğretmek gerekir, bu sırada ilaç dozunun penis 1 saat tam sert kalacak şekilde ayarlanması gerekir. Penisin istenenden uzun süre sert kalması ağrıya yol açabilir ve 6 saatten uzun süre tam olarak sert kaldığında penise zarar vermeye başlar. O sebeple doz ayarlamasının çok dikkatli bir şekilde yapılması ve sertlik süresinin 2 saati geçmemesine dikkat edilmesi gerekir.
Doz yavaş yavaş artırıldığında böyle bir sıkıntı ile karşılaşılmaz. Penise ilaç uygulamasının eğitimi verilirken hastaya istenmeyen 4-5 saati geçen sertlik oluştuğunda hemen hastaneye başvurması önerilir. Sertlik uzun sürdüğünde penisin yumuşaması için penise buz uygulaması, soğuk duş yapma, terleyecek kadar yoğun koşmak ve merdiven inip çıkmak gibi egzersiz yaptırmak penisin yumuşamasına yardım eder. Bu tür oluşabilecek durumları anlattığımızda hastalar penise ilaç uygulamasından çekinebiliyorlar fakat belirlenen dozu birden 2-3 katına çıkarmadıktan sonra böyle bir sorunla genellikle karşılaşılmaz.
Sertleşme sorunu tedavisinde, ağızdan alınan ilaçlar yetersiz veya ilaç kullanamayan kişilerde ilk tercih olarak idrar kanalından penise ilaç uygulaması seçeneği değerlendirilir. Penise idrar yolundan uygulanan jel formundaki ilaçlar buzdolabında saklanan ve penis ucundan içeriye girebilecek incelikte kapların içinde yer almaktadır.
İlacın ucundaki kapak açılıp jel kabının ucu penis ağzına yerleştirilerek dıştan sıkılarak ilaç içeriye gönderilir. Sonrasında penis alt kısmında idrar kanalı biraz ovularak jel kıvamındaki ilacın idrar kanalı içinde yayılması sağlanır. İlaç uygulamasından 5-10 dakika sonra ilaç etkinliğini gösterir. İdrar kanalında uygulanan ilaçlar iğne şeklinde uygulanan ilaçlara göre % 60 düzeyinde etkinlik gösterir. İlacın dolapta saklanması bir dezavantaj oluşturmakta ayrıca ilacın Türkiye’de üretiminin olmaması teminini zorlaştırmaktadır.
İlaç yurtdışından getirtildiği için fiyat olarak diğer enjeksiyon formundaki ilaçlara göre daha maliyetlidir. Uretral yoldan uygulanan Alprostadil (Prostaglandin E1) sertleşme sorunu yaşayan hastalarda alternatif bir tedavi seçeneği olarak yerini almaktadır.
Penise iğne ile ilaç uygulaması intrakavernozal enjeksiyon olarak da isimlendirilir. İntrakavernöz ilaç uygulaması 30 gauge ve ½ inç’lik iğne ucu kullanılarak yapılmalıdır. İğne ucunun bu kadar ince olması ve kullanılan materyalin kaliteli olması ağrının hemen hemen hiç olmaması ile sonuçlanır. İğne uygulamasını kendi kendine yapabilmesi için hastaya üroloji doktoru tarafından 2-3 kez birebir gösterilerek ve uygulama yaptırılarak eğitim verilmesi gerekir. Bu esnada ilaç dozu da belirlenerek istenmeyen uzun süreli sertliklerin önüne geçilmiş olur. Hastaya hangi bölgeye yapacağı, ilacı enjektöre çekmesi ve hazırlaması, enjeksiyon bölgesinin alkollü küçük mendil ile silinmesi, iğnenin her uygulamada değiştirilmesi ve kullanım sonrası kapağı kapatılarak çöpe atılması ayrıntılarıyla anlatılmalıdır.
Penise iğne ile ilaç uygulamasında her defasında farklı bölgeye yapmaya çalışmak gerekir. Korpus kavernozumlara iğne ile ilaç verirken bir defasında sağ taraftaki korpus kavernozuma yapılırken diğer uygulamada sol tarafta korpus kavernosuma yapılması gerekir. Uygulama sonrası iğnenin çıktığı bölgeye baskı yaparak kanamanın olması engellenmelidir.
Yeterli baskı yapılmadığında ve kullanılan iğne uçları kalın olduğunda enjeksiyon yapılan bölgede morarma görülebilmekte ve bunlar 10-15 günde ancak kaybolmaktadır. Penise iğne ile ilaç uygulamasında oluşabilecek uzun dönem yan etkilerden en önemlisi peniste kireçlenmedir (Penil Fibrozis). Enjeksiyon uygulamasının hep aynı bölgeden yapılması ve enjeksiyon bölgesine uygulama sonrası baskı yapılmaması penis kireçlenmesinin en önemli oluşum sebepleri arasında yer alır.
Penise iğne ile ilaç uygulaması yani intrakavernozal ilaç uygulamasında peniste ağrı, uzamış ereksiyon, enjeksiyon bölgesinde kızarıklık, morarma, şişlik, enfeksiyon belirtileri, peniste kireçlenme (penil fibrozis), idrar kanalından kan gelmesi, gibi bölgesel yan etkiler görülebilir. Tüm vücudu etkileyen yan etkilerden baş dönmesi, kasık ağrısı, tansiyon düşmesi, bayılma gibi belirtiler görülebilir. Hastaya kendi kendine iğne yapma eğitimi sırasında belirtilen kurallara uygun ilaç yapıldığında ve ilaç dozu birden 2-3 katına çıkarılmadığı zaman bu yan etkilerle karşılaşılmaz.
Ağızdan alınan ilaçlarla yeterli sertleşme sağlanamadığında penise iğne ile ilaç tedavisi seçeneğine geçilir. Kendi kendine iğne uygulaması yapan hastalara aynı anda ağızdan alınan ilaçlar da verilerek hastalarda ilerleyen dönemde enjeksiyon uygulaması dışındaki penis sertliği gözlenerek iğne uygulamasının penisi güçlendirici etkisi gözlenir.
Ayrıca ağızdan alınan ilaçlar alınarak iğnenin dozu daha düşük düzeyde tutulabilir. Burada ağızdan ilaç kullanıp kullanmama kararı hastanın problemine göre değişmektedir, bazı hastalarda sadece iğne tedavisi ile gitmek gerekirken bazı hastalarda ağızdan alınan ilaç tedavisi ve enjeksiyon tedavisini beraber kullanmak gerekmektedir. Bu iki tedaviye ilaveten hastalara penise şok dalga tedavisi uygulanarak yeni damar oluşumu sağlanarak ereksiyonun güçlenmesine yardımcı olunur.
Penise iğne ile ilaç uygulamalarında tek ilaç olarak Alprostadil (Prostaglandin E1) kullanılırken, kombinasyon ilaçta ikili ilaç, üçlü ilaç hatta dörtlü ilaç uygulamaları kullanılabilmektedir. İkili ilaçta Papaverin Hidroklorür ve Fentolamin mezilat beraber kullanılabilirken, üçlü ilaçta Papaverin hidroklorür, Fentolamin mezilat ve Alprostadil (Prostaglandin E1) farklı dozlarda karıştırılarak karışım hazırlanmakta burada ilacın kuvveti hastalığın ağırlığına göre ayarlanmaktadır.
Hatta bu üçlü karışıma Atropin Sülfat ilave ederek dörtlü karışımda yapılabilmektedir. Karışım ilaçların hepsi soğuk zincir ile muhafaza edilip taşınmalıdır. Evde buzdolabının sebzelik kısmı veya yumurtaların olduğu yerde muhafaza edilmelidir. Karışım ilaçlar buzdolabı dışında uzun süre kaldığında etkinliğini kaybedebilmektedir.
İlacı bir yerden bir yere götürürken de buz aküsü ile beraber taşınması gerekmektedir. Tek ilaç olarak kullanılan Alprostadil (Prostaglandin E1) toz formunda bulunmakta ve buzdolabında durması gerekmemektedir. Bu açıdan kullanımı ve saklanması daha kolaydır fakat karışım ilaçlar güç olarak tekli ilaçtan daha etkilidir.
Priapizm yani uzun süreli penis sertliği oluşumuna yatkınlığı olan Orak hücreli anemi, multiple myelom ve benzer hastalığı olanlarda penise iğne uygulaması tedavisi kullanılmamalıdır. Kanama bozukluğu olan hastalarda da tercih edilmemelidir. Kendi kendine iğne uygulamak için el becerisi yeterli olmayanlara da penise iğne uygulama tedavisi verilmemelidir. İğneye karşı fobisi olan, kendi kendine iğne yapmaya cesareti olmayanlarda ve yüksek kilo sebebiyle enjeksiyon sırasında penisi göremeyen hastalarda hastanın eşine veya partnerine iğne uygulaması öğretilir.
Prostat kanseri tansı konulan hastalara tümöral dokuların çıkartılması için radikal prostatektomi ameliyatı uygulanır, bu ameliyat açık yöntemle, laparaskopik ya da robotik yöntemle de yapılabilir. Tüm uygulanan tekniklerde tümörün büyüklüğüne bağlı olarak sertleşmeyi sağlayan sinirler korunmaya çalışılır. Bu sinirler prostatın hemen kenarında seyretmektedir. Prostatın sinirlere yakın bölümlerinde tümör yoksa sinirler korunarak ameliyat yapılır ve ameliyat sonrasında penis sertliğinin geri gelmesi beklenir.
Normalde prostat kanseri ameliyatları sonrasında penis sertliği oluşmaz. Hastada ameliyat sırasında sinir koruyucu prostat cerrahisi uygulanırsa zamanla penis sertliği geri gelebilir. Bu süre 3 ay, 6 ay hatta 1 – 1.5 yılı bulabilir. Bu dönemde ameliyat olan hastalara sonda alındıktan sonra ağızdan alınan ilaçlar (Sildenafil sitrat, Vardenafil, tadalafil veya Avanafil) verilir, bu ilaçlara ilave olarak penise şok dalga tedavisi (EDSWT) uygulanır.
İlaç tedavisi ve penise şok dalga uygulamasına ilave olarak hastalara penise iğne ile ilaç uygulaması yapılarak penis sertliği sağlanmaya çalışılır. İğne uygulamasını kullanırken aynı anda ağızdan alınan ilaçlarda verilir ve ilerleyen aylarda iğne yapmadan sertlik oluşup oluşmadığı takip edilir. Eğer sinirler iyi bir şekilde korunduysa ve kişide altta yatan başka hastalıklar (şeker hastalığı, yüksek tansiyon gibi) yoksa sertleşme ağızdan alınan ilaçlarla da olur hale gelebilir.
Radikal prostat ameliyatı sonrası ağızdan ilaçların verilmesi, şok tedavisi uygulanması ve penise iğne tedavisi penil rehabilitasyon olarak adlandırılır. Bunlar kullanılmadığında peniste fibrozis oluşmakta hastalar peniste boyut olarak küçülme olduğunu ifade etmektedirler. Ameliyat sonrası erken dönemde ağızdan alınan ilaçlarla tedaviye başlanması, arkasından kısa süre içerisinde penise şok tedavisi (EDSWT) ve penise iğne uygulamaları ile peniste sertleşme sağlanarak fibrozis engellenir boyutsal küçülmenin önüne geçilmiş olur.
Penis ilaç uygulamaları uzun yıllar kullanılabilir. İlaçlar sertliği sağladığı sürece ve herhangi bir yan etki ortaya çıkmadığı müddetçe rahatlıkla kullanılabilir. Penise iğne uygulamaları haftada en fazla 3 kez yapılabilmektedir. Aynı gün içerisinde birden fazla enjeksiyon yapılması da uygun değildir. Hastalar haftada 2 – 3 kez enjeksiyon yaparak, eğitim sırasında verilen öneriler tam olarak uygulandığında yıllarca sorun yaşamadan enjeksiyon yöntemini rahatlıkla kullanabilirler. Yanlış uygulamaya bağlı peniste kireçlenme olduğunda iğne uygulamaları bırakılır.
İğne uygulaması sonrası morarma, kızarıklık oluştuğunda hemen üroloji doktoruna başvurulmalı ve 10 – 15 gün iğne uygulamasına ara verilmelidir. İstenmeyen uzun süreli 2 – 3 saati geçen sertlik oluştuğunda, hasta ilk olarak terlemeyecek düzeyde egzersiz yapmalı, soğuk duş almalı, penis bölgesine buz uygulaması yaparak penisin yumuşamasını sağlamaya çalışmalıdır. Bu uygulamalara rağmen peniste yumuşama olmadığında hemen bir üroloji doktorunun olduğu sağlık birimine başvurmalıdır.
Üroloji doktoru sertliğin düşmeyeceğine ikna olursa 19 Gauge kelebek iğne yardımı ile penisten kan boşaltarak penisin yumuşamasını sağlamaya çalışır. Penisten 20-30 ml kan boşaltmasına rağmen yumuşama olmazsa bir enjektör içine hazırlanmış adrenalin solüsyonundan 1.5 ml penis içine enjekte edilir, 2 – 3 dakika bekledikten sonra kelebek iğneden enjektör yardımı ile 20 – 30 ml daha kan çekilerek penisin yumuşaması sağlanır.
İşlem sonrası penis coban bandaj ile sarılır. Bandaj 1 gün sonra çıkarılır. Hastaya 3 gün kullanmak üzere antibiyotik ve antiinflamatuar ağrı kesici verilir. İşlemden bir gün sonra coban bandaj çıkarıldıktan sonra kişi banyo yapabilir, 2-3 gün cinsel birliktelik yapmaz. Dozun tekrar ayarlanması için doktoruna başvurur ve tekrar doz düzenlemesi yapılır.
İğne tedavisinde haftada 2 – 3 defa düzenli uygulandığında 3 ay sonunda penis sertliğinde eskiye göre % 20 düzelme görülebilir ve bu doz ayarlaması gerekliliğini doğurabilir. Penise iğne tedavisi kullanan hastaların belirli aralıklarla üroloji doktoruna kontrole gitmesi uygun olacaktır. Hem doz ayarlaması hem de oluşabilecek komplikasyonlara (peniste kireçlenme) karşı erken tedbir almak açısından avantajlı olacaktır.
Cinsel gücü artıran ilaçlar kullanırken dikkatli olun, çünkü bu ilaçlar sıklıkla yan etkilere veya sağlık sorunlarına neden olabilirler. Cinsel gücü artırıcı ilaçlar, özellikle doktor kontrolü olmadan alındığında tehlikeli olabilir.
Erkeklerde erektil disfonksiyon olarak bilinen cinsel işlev bozukluğu, sildenafil olarak bilinen bir ilaçla tedavi edilebilir. Viagra, kan akışını artırarak ve penis dokusunu gevşeterek erektil disfonksiyonu tedavi eder. Viagra gibi ilaçların prostata iyi gelip gelmediği daha karmaşık bir konudur.
Erkeklerde prostat, üreme sisteminin bir parçasıdır ve prostat ile ilgili sorunlar yaşla birlikte ortaya çıkabilir. Prostat büyümesi (BPH) ve prostat kanseri, prostat sorunları arasındadır. Prostat sorunları tedavi edilmez veya önlenmez.
Bununla birlikte, Viagra’nın etken maddesi olan sildenafil, bazı araştırmalara göre prostat üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir. Örneğin, prostat dokusundaki kan akışını artırarak sildenafilin prostat semptomlarını hafifletebileceği düşünülmüştür. Bununla birlikte, bu konuyla ilgili kesin sonuçlar henüz elde edilmemiştir.
Prostat sorunları yaşayan bir kişi, doktoruyla konuşup uygun tedavi seçenekleri hakkında konuşmalıdır. Prostat sorunları Viagra gibi ilaçlarla tedavi edilmez. Sağlık durumunuzla ilgili endişeleriniz varsa, bir hekime danışmanız çok önemlidir.